Keşfetmek İçin Kaydır
Devam etTap İçin Tıkla
Devam etTap İçin Tıkla

Değişimin dışında değil içinde olmak

Paylaş

Metaverse’lerin pazarlamaya etkilerine girmeden önce bakış açımızın doğru yönde olduğundan emin olarak başlayalım:

Şu an metaverse hakkında konuşmalar ağırlıklı olarak belli başlıklarda sıkışıyor: Meta coinler ile zengin olma yolları, etik ve distopik boyutları, duyusal sebeplerle neden multiverse kavramların asla tutmayacağı…

Biz konuya Heraklitos’un yıllar önce söylediği gibi başlayalım:

“Her şey akar ve hiçbir şey kalıcı değildir.”

Metaverse bugün düşündüğümüz anlamıyla hayatımıza girecek mi bunu zaman gösterecek ama kesin olan bir şey var ki; değişime karşı olmak ve potansiyelleri göz ardı etmek bizi bir sonraki aşamaya götürmeyecek.

Üstelik bu kavram yeni bir kavram değil. Oyuncular yıllardır farklı açık dünya evrenlerini deneyimliyor, birçoğumuzun birden fazla dijital karakteri halihazırda var. Bu avatarlarla farklı sitelere üye olduk, alışveriş yaptık, karakterler yarattık ve emojiler yolladık. Belki bu yüzden sanal evrenleri hayal etmek çok da zor olmamalı. Duyusal ve sinirsel teknolojinin henüz gelişme aşamasında olmasından kaynaklı endişelerle metaverse’e uzaktan bakmak yerine, fırsatları düşünmeye başlamak için en doğru zamandayız.

İçerik pazarlaması dahilinde konuyu değerlendirmek gerekirse; bu yeni evrenler bize fiziksel ihtiyaçların ortadan kalktığı mağazalar, ortadan kalkmış dil bariyerleri, sanal şehirler hatta devlet birimleri sunarken bir yandan da her platformda olduğu gibi kendi fenomenlerini yaratacak; bir farkla: Bu yeni dünyada dijital hikaye anlatıcılığı hiç olmadığı kadar gerçekçi olabilir. Ürünün ya da hizmetin fenomenler ile birlikte deneyimlenmesi (mesela bir araçta birlikte oturduğunuzu düşünün), belli duyuların eş zamanlı yaşanması (ilgilendiğiniz fenomenle yemeği birlikte hazırladığınızı düşünün)… Kişiselleştirmeden bahsetmiyoruz bile.

Metaverse’ler sadece reklam gösterim mecrası değil, deneyim alanı olacağı için bu evrenlerde nasıl bir deneyim sunacağımız, daha da ileri gidersek insan kaynakları dahil farklı departmanları bu yeni evrende nasıl dönüştüreceğimiz üzerine kafa yormaya bugünden başlamamız gerekiyor.

Konuyu pazarlama sektörü boyutuna doğru götürürsek metaverse; internetin yaratılmasının ardından en büyük fırsatlardan biri olabilir. Bu yeni dünyaya aslında internetin yeni nesil versiyonu olarak da bakmamız gerekiyor.

Bu dönüşümün uzun soluklu olacağını söylemek mümkün. İnternet ile desktoplarımızda başlayan deneyimin mobile kayması gibi… Bu geçiş de önümüzdeki tahminen on yıl içerisinde şekillenecek. En önemlisi büyük ya da küçük ölçekli, ulusal ya da lokal markalar için metaverse büyük fırsatlar getirecek.

Peki ne yapmalıyız? Gelecekteki iş birim ve hedefleri için şimdiden iş planlarımızı oluşturma ve düğmeye basma zamanı.

Şu anda bile önümüzdeki yıllarda metaverse’e markaların geçişi hazırlanırken bugünün fırsatını yakalamamıza ve gelecek için hazırlık yapmamıza yardımcı olacak bazı temel bilgiler ve aksiyonlar mevcut; en temelde içinde bulunduğumuz zamanda da alınabilecek 2 temel aksiyonu saymamız gerekirse;

2D Uygulamalara Odaklanmak 

Kullanıcıların kısa vadede metaverse’ü deneyimlemelerinin birincil yolunun 2D uygulamalar aracılığıyla olacağını öngörüyoruz. 2D uygulamalar gelecekte daha sürükleyici bir deneyime nasıl yol açabilir?

  • E-Ticaret: E-Ticaretin son yıllardaki hızlı gelişimi ile birlikte metaverse, alıcıların ve satıcıların bağlantı kurmaları için yeni fırsatların kilidini açacaktır. Fiziksel veya dijital ürünler satın alma seçeneğiyle Instagram’daki mağazamızın daha sürükleyici hale geleceğini düşünebilirsiniz.
  • Eğlence: Facebook’ta ücretli bir çevrim içi etkinliğe ev sahipliği yaparak bunu kullanıcıların şahsen katılabilecekleri veya sanal deneyim için bir bilet satın alabilecekleri bir karma gerçeklik deneyimi haline geleceğini düşünebilirsiniz.
Fiziksel Kullanıcı Deneyimlerine Odaklanmak

Spark AR dahil olmak üzere artırılmış gerçekliğin mevcut kullanım durumları, metaverse’ün fiziksel dünyayla nasıl buluşacağının harika örneklerinden bir tanesi. Bazı örnek markalar bugünden buna odaklanmış durumda: Mobilyaların sanal ortam dahilinde evlerinde nasıl görüneceğinin artırılmış gerçekçiliği, kullanıcıların bir kozmetik ürününü sanal ortamda deneyimlemesi gibi…

Özetle tüm gelişmelere en başta bahsettiğimiz “değişim” yaklaşımıyla bakarsak metaverse’e belki ‘next big thing’ olacak demek için yolun başındayız ama geçmişte yaşanan örnekler bize hayal etmenin, olasılıkları öngörmenin önemini anlatıyor.

Her şey zaten akıyor, önemli olan bunu fark edip doğru aksiyonları alabilmek. Bu çerçevede başarı; çevremizdeki trendleri doğru şekilde iş süzgecimizden geçirdikten sonra test etmek, deneyimlemek ve önümüzdeki yepyeni çağa hazır olmak için etkili planlar yapmaktan geçiyor.

Katkılarından dolayı Wavemaker E-Ticaret Ekibi’nde görev alan Hakan Karaelmas’a teşekkür ederiz.

Sibel Ülkü Y. Wavemaker CDO 

Serhat Demir Mindshare CCO 

Campaign Türkiye

Next up